YETKİ , YETKİSİZLİK , YETKİLİ MAHKEME VE YETKİSİZ MAHKEME
Bir davaya hangi yerdeki mahkemece bakılabileceğini belirleyen yetki kuralları, o dava ile ilgili tarafların veya davanın konusunu oluşturan şeyin bulunduğu yer esas alınarak belirlenir. Tarafların durumuna göre belirlenen yetki kuralına örnek olarak; davalının yerleşim yeri mahkemesine ilişkin olarak da taşınmazın aynından doğan davalardaki kesin yetkiyi gösterebiliriz
Mahkemeler, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğuna göre uygun görülecek ilçelerde kurulurlar. Her mahkemenin yargı yetkisi, belli bir coğrafi bölge ile sınırlıdır; buna o mahkemenin yargı çevresi denir.
Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır.
Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir hukuk mahkemesinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan hukuk mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Kurulunca karar verilir.
Bu hüküm sayesinde; örneğin, İstanbul Avrupa yakasında bulunan Çağlayan Adliyesinin yargı çevresi, Şişli, Sarıyer, Kağıthane, Eyüp, Eminönü, Beşiktaş gibi, birden fazla ilçeyi kapsamına almaktadır.
Yetki, kesin olmayan ve kesin olan yetki olarak ikiye ayrılır.
Kesin olmayan yetki hallerinde, genel yetkili mahkemelerin yanı sıra, belli bazı kişiler veya belli bazı uyuşmazlık türleri bakımından özel bazı yetkili mahkemeler bulunmaktadır. Nitekim, özel yetkili mahkemelerin varlığı, davacıya yetkili mahkeme açısından bir seçim hakkı tanımaktadır. Böyle bir durumda, genel yetkili mahkemenin o davaya bakmak konusundaki yetkisi ortadan kalkmamaktadır.
Buna karşılık, kesin yetki hallerinin işlerlik kazandığı durumlarda ise, dava sadece Kanunda işaret edilen mahkemede açılabilir. Öte yandan Kanunda, kesin yetkili olarak tek bir yer mahkemesine işaret edilmiş olabileceği gibi, birden fazla yer mahkemesinin
yetkisi de kesin kabul edilmiş olabilir.
KESİN OLMAYAN YETKİ KURALLARI :
Bir mahkemenin yetkisi, kural olarak, kesin değildir. Dolayısıyla kesin olmayan yetki kuralları birer dava şartı değildir; bu kurallara riayet edilip edilmediği mahkemece re’sen gözetilemez. Mahkemenin yer itibariyle yetkisinin kanunda kesin olarak öngörülmediği hallerde, taraflar, kanuni şartlar dahilinde, o uyuşmazlığa neredeki mahkemenin bakabileceğine ilişkin bir yetki sözleşmesi yapabilirler.
GENEL YETKİ KURALI :
GENEL KURAL
MADDE 5- (1) Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir.
Genel yetkili mahkeme
MADDE 6- (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
(2) Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.
Hakkında kesin yetki kuralı bulunmayan her dava, dava açıldığı tarihte davalının TMK gereğince yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde açılabilir.
TÜRKİYE’DE YERLEŞİM YERİ OLANLAR BAKIMINDAN
Yetkili mahkemesinin belirlenmesinde, Türkiye’de bir yerleşim yerinin bulunması, belirleyici bir kriterdir.
MADDE 9- (1) Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, davalının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir.
Ancak, diğer özel yetki hâlleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir.
GERÇEK KİŞİLER :
Gerçek kişiler bakımından genel yetkili mahkeme, davalı gerçek kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
Genel yetkili mahkeme bakımından davacının değil de, davalının yerleşim yeri mahkemesinin benimseniyor olmasının sebebi, davanın bir hakkın ihlal edildiği iddiasıyla yasa yollarına başvurudan başka bir şey olmamasıdır. Bir diğer söyleyişle, davanın esası hakkında karar verilene kadar, davacının haklı olup olmadığını belli değildir.
Sonuç olarak, taraflardan biri, salt bir iddia sebebiyle diğerinin “ayağına gidecekse” bu davacı olacaktır.
TÜZEL KİŞİLERİN YERLEŞİM YER
MADDE 6- (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
İşlerin yönetildiği yerin belirlenmesinde kuruluş belgesindeki tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer esas alınır. Ancak, tüzel kişinin yerleşim yeri fiilen başka bir yerde ise, yani, tüzel kişinin işleri, fiilen bir başka yerde yönetilmekteyse, bunun ispat edilmesi
şartıyla, o yerdeki görevli mahkeme, genel yetkili mahkemedir. Davalının dava açıldıktan sonra yerleşim yerini değiştirmesi, mahkemenin yetkisi bakımından herhangi bir değişiklik yaratmaz. Mahkeme böyle bir durumda yetkisizlik kararı veremez.
Davalının Birden Fazla Olması Halinde Yetki
MADDE 7- (1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.
(2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun
hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.
Davalı sayısı birden fazla ise, dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, birden fazla davalı hakkında dava açılmak istendiğinde, dava sebebine göre davalıların tümü hakkında, kanunda ortak yetkili bir mahkeme belirtilmişse, davanın, davalılardan birinin yerleşim yerinde değil, ortak yetkili mahkemede açılması gerekir ve davanın yetkili mahkeme olarak, davalılardan
birinin yerleşim yerinde açılması mümkün değildir. Burada, ortak yetkili mahkemenin yetkisi kesindir. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir. Mahkeme bu kararını itirazı inceleyip haklı bulması halinde verir.
Türkiye’de Yerleşim Yeri Bulunmayanlar Bakımından Yetki:
MADDE 9- (1) Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, davalının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak, diğer özel yetki hâlleri saklı kalmak üzere, malvarlığı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir. Mutat mesken, yerleşim yerinden farklı bir anlama gelir. Nitekim, mutad mesken,
baştan beri belli olmasa dahi, kişinin uzunca bir süre yaşadığı yerdir.
ÖZEL YETKİ KURALLARI
Özel yetki, tarafların veya dava konusunun nitelikleri esas alınarak belirlenir. Özel yetki, genel yetkiyi kaldırmaz; bu durumda davacı, davasını genel veya özel mahkemede açmak hususunda seçim hakkına sahiptir.
BİR YERDE GEÇİCİ OLARAK OTURANLARA KARŞI AÇILACAK DAVALARDA YETKİ
MADDE 8- (1) Memur, işçi, öğrenci, asker gibi, bir yerde geçici olarak oturanlara karşı açılacak alacak veya taşınır mal davaları için, orada bulunmaları uzunca bir süre devam edebilecekse, bulundukları yer mahkemesi de yetkilidir.
Sözleşmeden Doğan Davalarda Yetki
MADDE 10- (1) Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.
Haksız Fiilden Doğan Davalarda Yetki
MADDE 16- (1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
Mirastan Doğan Davalarda Yetki
MADDE 11 … 2. Ve 3. Fıkraları…
(2) Terekede bulunan bir mal hakkında açılmak istenen istihkak davası, terekenin yazımı ve tespiti zamanında mal nerede bulunuyorsa, orada da açılabilir.
(3) Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir.
Sigorta Sözleşmelerinden Doğan Davalarda Yetki
MADDE 15- (1) Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir.
(2) Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.
(3) Bu hüküm deniz sigortalarından doğan davalarda uygulanmaz.
Şubeler Ve Tüzel Kişilerle İlgili Davalarda Yetki
MADDE 14- (1) Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.
(2) Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin
yetkilidir.
Karşı Davada Yetki
MADDE 13- (1) Kesin yetkinin söz konusu olmadığı hâllerde, asıl davaya bakan mahkeme, karşı davaya bakmaya da yetkilidir.
www.baltas.av.tr